3 Eylül 2011 Cumartesi

Neden birbirimizden farklıyız?


                                 
Erkekler ve kadınlar arasındaki farklar yıllardır dile getirilen tartışmaların başında gelir. Bu farklılığın temeli toplumsal cinsiyet rollerine mi yoksa kadın ve erkek beynindeki farklılıklardan mı kaynaklandığı ise tartışmanın iki ana eksenini oluşturmakta. Peki, biz kadınların erkeklerden, erkeklerinde kadınlardan farklı olmasını sağlayan etken nedir ve bu etken bizi ne tür ayrımsal özelliklere göre donatmıştır?

Erkekler ile kadınların temeldeki farklılıkları daha çok dil, duygu, mekânsal algılar ile hafıza gerektiren konularda ortaya çıkmaktadır. Kadınların karşısındaki kişinin duygu ve düşüncelerini daha iyi anlayan empatik yapısı ile erkeklerin analiz etmeye yönelik sistematik beyin yapıları karşı karşıya gelmekte ve sonuçta ya birbirini tamamlayan bir zihinsel ve duygusal birliktelik ya da birbirini anlamakta güçlük çeken, oluşamadan biten bir birliktelik doğmasına neden oluyor. Araştırmalara göre bebek daha anne karnındayken biyokimyasalların etkisi bebekte farklı özelliklerin oluşmasını sağlıyor. Kız çocukları daha çok yumuşak ve oyuncak bebeklerle, erkek çocukları ise arabalarla oynamayı tercih eder. Kızlar erkeklerden daha fazla konuşmayı ve sohbet etmeyi sevdiği için her kız çocuğunun elinde tarak, ayna karşısına geçip şarkı söylemişliği vardır. Erkeklerse tam tersi boğuşma, atlama, koşma gibi oyunlarda kendini sergilemekten zevk almıştır. Kızlar genelde kompozisyon yazma, anlatıma dayalı alanlarda kendisini daha iyi ifade ederken; erkekler ise matematiksel işlemlerle uğraşmaktan, üç boyutlu düşünme gibi alanlarda kendisini bulur. Erkeklerin kızlardan en büyük üstünlük konusu ise yön bulma ve araba kullanmaktır. Yapılan araştırmalar da erkeklerin kadınlardan daha iyi araba kullandığını ortaya koymuştur.
Kadınlar konuşurlarken sağ ve sol beyin kürelerinin ikisini birlikte kullanırken, erkekler ise tek bir yarım küreyi daha baskın kullanıyor. Kadınlarda beynin sol küresi daha büyükken erkeklerde ise sağ küre daha büyüktür. Kadınlar her iki kulağını birden kullanırlarken erkekler iletişim içindeyken sol kulağını daha fazla kullanmayı tercih etmekte. Bir iş yapmak istedikleri zaman erkekler kendilerini diğer tüm şeylerden soyutlar. Yani aynı anda iki işi birden yapamazlar. Evde televizyon izlerken telefon çaldığında ya televizyonun sesini kısarlar ya da kapatırlar. Kadınlar ise çok işlevli bir beyin yapısına sahip oldukları için bir yandan televizyon izleyip diğer taraftan telefon ile konuşabilirler. Erkekler matematiksel işlemleri konuşmadan yaparken kadınlar aritmetik işlemleri sözel ifade ile yapar. Kadınlar daha fazla göz teması kurarken erkekler ise göz teması kurmaktan kaçınırlar. Renkleri ve renk farklılıklarını kadınlar daha kolay ayırt ederler. Onlar için alışveriş yaparken uzun saatler geçirmek ve çeşitli mağazalar dolaşmak olağanken erkekler için alacakları eşyanın işlevsel olması yeterlidir. Bir kadın ortalama 6 ile 8 bin kelime kullanırken erkeklerse günde ortalama 2 ile 4 bin kelime kullanır.

Gördüğümüz gibi bu tür farklılıklar hepimizin dikkatini çekebilecek şeylerdir. Ancak bu tür faklılıkları yaratan ister beynin işleyişi olsun ister toplumsal cinsiyet rollerinin birer getirisi olsun önemli olan bu farklılıkları değerlendirme biçimimizdir. Bir tarafı sahip olduğu özelliklerden dolayı üstün görmek ya da diğer tarafı olumsuz özellikler ile çerçeveleyip hayatın yaşanılırlığından uzaklaştırmak yapılacak en büyük hatalardan biri olur. İki cinsiyet arasında oluşan tüm farkların dikkat ettiğimiz zaman birbirini dengeleyen unsurlar olduğunu görürüz. Kadın ve erkek arasındaki ilişkinin sağlıklı olabilmesi için bence bu farklara ihtiyaç vardır. Sosyologlar ideal eş seçimlerinde birbirinden farklı özellikler sergileyen kişilerin daha sağlıklı bir evlilik yürüteceğini, sosyal psikologlar ise birbirleriyle aynı özelliklere sahip eşlerin daha mutlu olacağı görüşündedirler. Seçim sizin, kadın ve erkek arasındaki farkların insanların ortak noktada buluşmalarını engelleyecek faktörler olduğunu mu düşünüyorsunuz yoksa bu çeşitliliğin insanlığa katacaklarının ne kadar fazla olacağını mı?


                                                                                                                                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder